10 Ağustos 2012 Cuma

Sardunya Kokusu


Gönül alan güneş, bir yandan ferahlatan yağmur...
Derken yağmur sonrası toprak kokusu gelir aklıma. 


Henüz biçilmiş çimlerin rüzgarla gelen kokusu, ve toprağın insanın ruhuna, ''şşş... tamam geçti, buradayım'' hissiyatı nedendir bilmem, ama tüm hüzün sonrası, toprak kokusu arıyorum ben. Mutlu iken çiçek kokuları, hüzünlüyken toprak...


Belki bir öze dönüş isteği, belki yenilenme.



Teneke kutular içinde sardunyaları vardı büyük annemin; arka balkonunda. Fırsat bulup kaçardım yanlarına, küçük tahta bir tabure kolumun altında. Oturur, 6-7 yaşa istinaden kim bilir neler düşünürdüm?  Sokaktaki oyun arkadaşlarımı mı? Yavru kedileri mi? Bir çocuğun tahta bi tabure üzerinde, sardunyalar altında ve kokuları henüz oluşan benliğine sinerken neler düşündüğümü ve hissettiğimi merak ediyorum şimdilerde.




Gelişen zaman, büyüyen insan; acıtan hayat derken; küçük bir çocuğun kaçtığı ya da saklandığı bir köşesi gibi  bir yer olsa yine insanların hayatında. Şimdi de örneğin, masanın altında oturup bunu yazsam? Ya da işlerimi üzerine saksıların konduğu tahtalar iliştirilmiş balkonda görsem.

Ve insanlar, çocukken olduğu gibi 'sadece' oyuncaklarını kırsa yanlışlıkla, sevdiklerinin...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder